BURSA TEKNİK ÜNİVERSİTESİ


Karabayır: Herkes Kapıdaki Tehlikeyi Görmek Zorunda

Yayın Tarihi : 10 Kasım 2023 , Cuma


BTÜ Konuşmaları’nın konuğu olan Bursa İl Müftüsü Yavuz Selim Karabayır, Filistin’de yaşanan olaylara değinerek, “Ben Müslümanım’ diyen herkes kapıdaki tehlikeyi görmek zorunda. Gazze’den sonra Mısır, Irak ve Türkiye’nin önemli bir kısmı var.  Bunun farkında olmalıyız” dedi.


Bursa Teknik Üniversitesi’nde (BTÜ) BTÜ Konuşmaları devam ediyor. Her çarşamba günü Mimar Sinan Yerleşkesi Turkuaz Salon’da alanında yetkin kişileri ağırlayan BTÜ Konuşmaları’nın 5’nci bölüm konuğu Bursa İl Müftüsü Yavuz Selim Karabayır oldu. Karabayır ‘Kudüs’ konusuna değinerek, bölgenin kutsiyetine ve Müslümanların ne yapması gerektiğine dair açıklamalarda bulundu. Moderatörlüğünü Doç Dr. İbrahim Özsarı’nın üstlendiği programda konuşan Yavuz Selim Karabayır “İslam ümmetinin mukaddes mekânı sadece Kâbe değildir. Mukaddes mekân deyince akla ilk Kâbe ve Medine gelmekle birlikte Kabe’nin inşasından 40 yıl sonra da Hz. Adem tarafından mübarek bir belde olarak Allah’tan aldığı emirle Mescid-i Aksa inşa edilmiştir. Yani Kâbe bombalanıp işgal edilseydi ne hissetmemiz gerekiyorsa Mescid-i Aksa’nın ve etrafında olan bu zulme karşı daha fazla heyecanlanmamız lazım” ifadelerini kullandı.


 “Yaşananlar İnsanlığa Ders Olmalı”

İnsanlık tarihinde ‘Gazze’den önce ve Gazze’den sonra’ diye bir kırılma noktasının olması gerektiğini vurgulayan Karabayır, “Bu olaylar insanlığa ders olmalı. Müslüman toplumu da Gazze hadisesini göz önünde bulundurarak güçlü olmalı. Karşı tarafta kendini Allah’ın oğlu olarak gören, tüm insanların tüm malına rahatlıkla el koyan, öldürmenin sevap olduğuna inanan bir inanç var. Böyle bir tehlikeye karşı ülkemiz evlatlarının İslamiyet’e yakışır şekilde yaşaması, kendini geliştirmesi gerekiyor” diye konuştu.


“Asrın İhtiyaçlarına Göre Kendimizi Donatmalıyız”

Ben Müslümanım diyen herkesin kapıdaki tehlikeyi görmek zorunda olduğunu anlatan Yavuz Selim Karabayır, “Gazze’den sonra Mısır, Irak ve Türkiye’nin önemli bir kısmı var. Bunun farkında olmalıyız. Ona göre kendimizi geliştirmeliyiz. Uzun bir müddet İslam ümmeti insanlığın örneği ve önderi olmuştur. Karşı taraf ise 1300-1400 yıllık tecrübeyle bizi çok iyi yakaladı. Bizim burada İslam ümmeti olarak hiçbir mazeretimiz yok. İslam ümmetinin bilimde, sanatta yani asrın gerektirdiği tüm ihtiyaçlarla donanması gerekir. Kuran-ı Kerim’in de peygamberimizin de emriyle en üsttün biz olmalıyız. Biz her alanda güçlü olmak zorundayız. Bu asır neyi gerektiriyorsa en iyisi Müslüman olmalı” ifadelerini kullandı.