Dünya Ormancılık Günü – Ormanlar Bilinçsizce Tüketiliyor!
Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ)
Orman Fakültesi tarafından 21 Mart Dünya Ormancılık Günü ve Haftası kapsamında
"Dünyanın Ormansızlaşma Hikâyesi ve Geri Dönüş Arayışları" konulu
seminer programı düzenlendi.
Programda “Türkiye
Ormanları” konulu çalışması ve “Bozkırın Çocukları”, “Anadolu Yaban Koyunu”, “Kara
Akbaba”, “Bitmeyen Çatışma: Ayı-İnsan”, “Dev Kanatlar”, “Kudüs” adlı TRT belgesellerine fotoğrafçı olarak
katılan ünlü Doğa Fotoğrafçısı ve Orman Endüstri Mühendisi Aykut İnce, dünyada
ve Türkiye’de orman alanlarının geldiği duruma ilişkin önemli veriler paylaştı.
Açılış konuşmasını
gerçekleştiren Orman Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Murat Ertaş, “Bilindiği üzere
ormanlar dünyanın en önemli yenilenebilir doğal kaynaklarından biri. Ormanların
korunması ve buna yönelik farkındalığın artırılması için her yılın 21 Mart’ı
Dünya Ormancılık Günü olarak kutlanmakta. BTÜ Orman Fakültesi olarak biz de tüm
bölümlerimizde nitelikli orman mühendisleri yetiştirerek Türkiye ve dünya
ormancılığı alanında iyileştirmeler yapacak bilimsel çalışmalara katkı sunmaya
devam edeceğiz.” şeklinde konuştu.
Ormanlar konusunda toplumu
bilinçlendirmenin özellikle önemli olduğunun altını çizen Rektör Prof. Dr. Arif
Karademir, bilgi kirliliğin özellikle ülkemiz gibi gelişmekte olan ülkelerde
çok daha ağır sonuçlar doğurduğunu, ağaç ve orman konusunun siyasi değil
bilimsel yaklaşımlarla değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.
Çalışmaları ile Türkiye’de
doğa koruma ve orman yangınları konusunda farkındalığın oluşmasında önemli
katkıları olan Fotoğrafçı Aykut İnce, fotoğraf serüveninin nasıl başladığını
anlattı. Çocukluğunun Niğde Ulukışla’da geçtiğini aktaran İnce, “Elektriksiz
gecelerde, oyuncaklarım da olmadığı için pencereden dışarıyı seyrederdim. Bu
anların birinde gözüme karşı dağın tepesinde yalnız duran bir ağaç takıldı. Bu ağacın
neden orada tek olduğu sorusu benim hayatımı şekillendirdi. Etrafta dağların ardında
neler olduğunu hep merak ettim. Toros dağlarında gördüklerim dünyaya dair ilk
izlenimlerimi oluşturdu.” dedi.
Ormana zarar vermenin
bedelinin ağır olduğuna dikkat çeken İnce, “Doğanın dengesi çok nazik ve
narindir. Ağaç kesmenin sonucu toprağınızı yitirmektir. Roma imparatorluğunu
yıkan şey orman varlığını bilinçsizce tüketmesidir. Tarihi kaynaklarda Roma
merkezinde 930 adet hamam olduğu bilgisi yer alır. Bu hamamların ısıtılması
için odun kullanılıyordu dolayısıyla ormanlar tüketildi. Ardından gemi filoları
kurarak Afrika ormanlarından odun getirmeye başladılar. 1 adet ortaçağ gemisi 24
hektar orman demekti. O dönem deniz savaşlarında bu gemileri kullanan Büyük
Britanya İmparatorluğu da ormanlarını tüketti. Dünya ormanları bireylerin
konfor ve ekonomik refahı için yok edildi.” diye konuştu.
Anadolu ormanlarını 4 bin
yılda yok ettik!
Konya’nın 30 km yakınında
bir karaçam ormanı var fakat etrafı tamamen bozkır. Araştırdım, içerisinde
kutsal sayılan bir mezar bulunduğu için buraya dokunulmamış. Ama etrafı tamamen
yok edilmiş. Odun için orman alanları yakılıyor ve sonuç olarak ormanlar
ağaçlığa, çalılığa oradan da çakıllığa dönüşüyor. Geçen yıl Malatya müzesine
gittim. Müzede meşe ağacının dibinde otlayan bir karaca mozaiği dikkatimi
çekti. Ertesi gün gittiğim Fırat nehri etrafındaki tepelere baktım. O mozaikteki
ormanlar yoktu. Doğa yok edilmişti. Osmanlı arşivlerine baktığınızda Anadolu’da
şimdi bozkır olan birçok yerin aslında orman olduğu bilgisine ulaşıyoruz. Örneğin
1774 tarihli bir vesikada Urfa Birecik’ten Bağdat’a taşınmak üzere 60 gemi meşe
ibaresi geçer. Rumkale, Divriği Adıyaman Besni, Sansat, Elbistan, Gazi Antep,
Kahraman Maraş bu vesikalarda geçen diğer ormanlık alanlar. Yine 1736 tarihli
bir vesikada Keban madeni civarındaki ağaçlar tükendiğinden Divriği
ormanlarının kömür yapılması yazısı da bunu teyit eden diğer örneklerden.” dedi.
Ağaçlandırma yapmanın titiz
bir iş olduğunu ve geniş bir bilgi birikimini zorunlu kıldığını aktaran İnce, “Osmanlı
mirası üzerinde yükselen genç Türkiye Cumhuriyeti ormanın öneminin farkındaydı.
Bu nedenledir ki İzmir İktisat Kongresi’nin 5’inci maddesinde “Ormanlarını
evladı gibi sever, bunun için ağaç bayramları yapar; yeniden orman yetiştirir” ifadesi
yer alır. Bir yeri ağaçlandırmak için ciddi bir bilgi birikimi ve nitelikli
insan kaynağını yetiştirmek çok önemli. Ama daha da önemlisi işini seven
çalışkan kadrolar oluşturabilmek. Gelecekte görev alacağınız meslekle ilgili
şunu iyi bilin, yaptığınız işlerin sonucunu siz göremeyeceksiniz ama etkisi
sizden sonraki nesilleri doğrudan etkileyecek.” ifadelerini kullandı.