İlaç Keşfi ve Geliştirmede Biyoteknolojinin Rolü
Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ) Biyomühendislik Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Aslıhan Kazan Teknik Akademi webinar serisinde bu hafta “İlaç Keşfi ve Geliştirmede Biyoteknolojinin Rolü” nü anlattı.
Yaşanan pandemi süreci sebebiyle ilaç geliştirmenin öneminin daha iyi kavrandığını ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Aslıhan Kazan, özellikle ortalama yaşam sürelerinin arttığı günümüzde kronik hastalıkların, kanser vakalarının çok daha fazla görüldüğünü ve buna bağlı olarak yeni etkili ilaçlara olan ihtiyacın arttığını belirtti. İlaç keşif araştırma geliştirme süreçlerinin klinik çalışmalar nedeniyle diğer alanlardan farklı olduğunu aktaran Kazan, “Bir ilacı geliştirmek 10 yıldan fazla zaman alan ve maliyeti milyon dolarlarla ifade edilen bir süreç. Bakıldığında yaklaşık 10 bin bileşikle başlanan keşif ve araştırma süreci 1 yeni ilaçla sonuçlanabiliyor. Bazen bu süreç yapılan tüm deneme ve çalışmalara rağmen hastaya uygun formulasyonların bulunamaması ya da üretim maliyetinin çıkmaması gibi durumlara bağlı olarak başarısızlıkla sonuçlanabiliyor.” şeklinde konuştu.
Biyoteknoloji ve biyoteknolojik ilaçlar hakkında bilgiler aktaran Kazan, “Kalp hastalıkları, onkolojik hastalıklar, Alzheimer, diabet, romatoit artrit gibi pek çok kronik hastalığın tedavisinde kullanılan biyoteknolojik ilaçlar konvansiyonel ilaçlara kıyasla çok daha büyük moleküllerden oluşan karmaşık bir yapıya sahip. Biyolojik etkin maddenin yaşayan hücre ya da organizmanın içinde bulunan binlerce diğer molekülden ayıklanarak saflaştırılması gerektiğinden üretim süreci karmaşıktır ve ileri teknoloji gerektirir. Fakat etkili tedavi sunması, yan etkilerinin az olması, insan vücuduyla uyumlu çalışabilmesi gibi nedenlerle biyoteknolojik ürünler dünya ilaç pazarında yerini gittikçe güçlendiriyor. Sentez kimyasıyla üretilen ürünlere talep gittikçe azalırken, birçok firma biyoteknoloji alanına girmek için adım atmakta.” dedi. Türkiye pazarında bulunan biyoteknolojik ilaçların yalnızca %8’inin ülkede üretildiğini ifade eden Kazan 11. Kalkınma Planı kapsamında biyoteknolojik ilaçların üretiminin teşvik edildiğini ve yerli üretimin artması durumunda ilaç ithalatına bağlı dış ticaret açığının azalacağını ve bu alandaki teknolojinin ülkemizde gelişebileceğini belirtti.
Şuan da bilinen 30 bin hastalıktan yalnızca 10 bininin tedavi edilebildiğini belirten Kazan, her geçen gün yeni ilaçlara olan gereksinimin ve dolayısıyla biyoteknolojinin öneminin daha da arttığını ifade etti.