BURSA TEKNİK ÜNİVERSİTESİ


Prof. Dr. Beyhan Bayhan Bir Kez Daha Deprem Gerçeğine Değindi

Yayın Tarihi : 19 Ağustos 2020 , Çarşamba


Prof. Dr. Beyhan Bayhan Bir Kez Daha Deprem Gerçeğine Değindi

Bursa Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi ve Deprem Mühendisliği Uygulama ve Araştırma Merkezi (DEPAR) Müdürü  Prof. Dr. Beyhan Bayhan 17 Ağustos depreminin yıldönümünde Türkiye’nin deprem gerçeğine bir kez daha dikkat çekti. 17 Ağustos 1999’da gerçekleşen ve büyük çapta can ve mal kayıplarına sebep olarak onarılmaz yaralar açan 1999 Gölcük Depremi’nden hareketle ‘Türkiye’nin Deprem Sorunu’ konusunu bir kez daha ele alan Bayhan kamuoyunun merak ettiği sorulara yanıt verdi. 1999 yılında gerçekleşen 17 Ağustos Gölcük ve 12 Kasım Düzce depremleri, deprem ülkesi olduğumuz gerçeğini acı bir şekilde bizlere tekrar hissettirdiğini söyleyen Prof. Dr. Bayhan “Maalesef, dayanıklı, modern binalarda can kaybına ve hasara sebep olmayacak boyuttaki bazı depremlerde dayanıksız, mühendislik hizmeti almamış mevcut yapılarımız ağır hasara uğradı ve can kayıpları yaşandı. 1999 depremlerinden sonra yapı stoğumuzda kısmi bir yenileme gerçekleşti ancak hala mühendislik hizmeti almamış yapıların sayısı oldukça fazla, bu anlamda Deprem afetinin yönetiminde 1999 yılındaki duruma göre ileride olduğumuzu söyleyebiliriz ancak aynı şeyi mevcut yapı stokunun güçlendirilmesi veya yıkılıp yeniden inşası anlamında söylemek pek mümkün değil” şeklinde konuştu

Kentsel Dönüşümde Kentin Geleneklerine Saygı Gösterilmeli

Bir inşaat mühendisi gözüyle kentsel dönüşüm projelerinde ana hedef, afet öncesinde depreme karşı güvensiz olduğu bilimsel yöntemlerle kanıtlanmış yapıların yıkılarak yerlerine güncel mühendislik yöntemleri ile tasarlanmış ve inşa edilmiş yapı üretmek, can kaybını ve hasarı önlemek olduğunu dile getiren Prof. Dr. Bayhan “Kentsel dönüşüm fikrinin iyi niyetlerle çıkarıldığını düşünüyorum; ancak bir vatandaş olarak beklentim kentsel dönüşümde ortaya çıkan eserlerin Doğanbey Toki konutları gibi olması değildir. Bu yapılar, tarihi ve kültürel mirasımızın üstüne çökmüş ve o bölgede yoğunluğu oldukça arttırmıştır. Estetik kavramı göreli bir kavram olsa da insan ruhuna hitap ettiğini düşünmüyorum. Fatih Sultan Mehmet Bulvarındaki kentsel dönüşüm projeleri de o bölgedeki yoğunluğu arttırmış ve yeni inşa edilen binalar ile yeterli gün ışığı almayan sokaklar ve konutlar ortaya çıkmıştır. Kanaatimce Soğanlı kentsel dönüşüm projesi şehrimizdeki kentsel dönüşüm projeleri arasında en makul olanıdır. Kentsel dönüşüm o kentin geleneklerine saygı göstermektir ” şeklinde konuştu.

Marmara Depreminde Olası Can ve Mal Kaybının En Yüksek Olacağı İl İstanbul Olacak

Beklenen büyük Marmara Depreminde olası can ve mal kaybının en yüksek İstanbul ilinde gerçekleşeceğinin tahmin edildiğine değinen DEPAR Müdürü Prof. Dr. Beyhan Bayhan bu sebeple, deprem mevzu bahis olduğunda da en çok İstanbul’dan söz edilmektedir. Ancak bir deprem ülkesinde yaşadığımızı da göz ardı etmemeliyiz ifadelerini kullandı. Özellikle medyada deprem anı ve sonrası konuşulduğunun altını çizen Bayhan “ Örneğin toplanma yerleri mevzu bahis edilmektedir. Ne var ki, olası bir depremden sonra binadan çıkacak halimiz olmalı ki bir yerde toplanalım. Geçmiş depremlerden öğrendiğimiz şudur; 6 metreden daha az genişliğe sahip yollar, hasara uğrayan veya çöken yapılar sebebiyle ulaşıma elverişsiz hale gelebilmektedir. Şehrimizdeki dar sokakları gözünüzün önüne getirin veya şehrimizin içinden geçen Ankara-İzmir yolunda bir üst geçitin deprem sırasında yıkılma-devrilme ihtimalini düşünün...Bunların gerçekleşmesi olasılık dahilindedir” ifadelerini kullandı