- BTÜ'den HABERLER
- 22 Kasım 2024 , Cuma
Aynur KAYA
Alper KESKİN
Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ) Orman Endüstri Mühendisliği ile Genç Biyonanotek Topluluğu iş birliğinde Mimar Sinan Yerleşkesi Turkuaz salonda sektör söyleşileri kapsamında ‘Yerli İlaç Sanayiin Gelişiminde Türk Gençliğinin Rolü’ seminer programı düzenlendi.
Programda İstanbul Medipol Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Öğretim Üyesi ve Sağlık Bilim ve teknolojileri Araştırma Enstitüsü (SABİTA) İlaç Keşif ve Geliştirme Merkezi Müdürü Prof. Dr. Mustafa Güzel, yerli ilaç sanayiinin durumu ve gelişmeler hakkında önemli bilgiler paylaştı.
Türkiye’nin Covit 19 sürecini fırsata çevirecek atılımlarda bulunması gerektiğini aktaran Güzel, “Covit 19 dediğimiz visürün tüm dünyayı etkileyen kütlesi 10 ile 100 gr arasında. Fakat bu küçücük kütle tüm dünya ekonomisi açısından 3 trilyon dolar gibi büyük bir zarara neden oldu. Bu krizde çok önceden bilime yatırım yapıp Ar-Ge’sini yapanlar kazandı. Uğur Şahin bunun bir örneği. Kanser hücrelerine yönelik 15 yılı aşkın sürdürdükleri çalışmaları Covit 19’a entegre ederek aşıyı kısa sürede üretmeyi başardılar” dedi.
Türkiye’nin ilaç konusunda dışa bağımlılığını aşması gerektiğini belirten Güzel, “Türkiye dünyanın en büyük 15 ilaç pazarı arasında yer alıyor ama ilaç sanayiimiz çok zayıf. En çok ilaç tüketen ama üretemeyen ülkelerden biri olarak her yıl yaklaşık 10 milyar doları ilaç firmalarına yani dışa aktarıyoruz. Bunu tersine çevirebilmek için bilime para harcamalıyız. İlaç sanayiini teşvik edici devlet politikamız yok gibi. Devlet bu süreci teşvik etmeli. Aynı zamanda melek yatırımcılar ve akademisyenler de sürece dahil olmalı. Savunma sanayinde uygulanan başarılı yerelleşme modelini ilaç sektöründe de uygulayabilmemiz ve ülkemizi küresel bir ilaç üretim ve ihracat üssü konumuna getirmememiz gerekiyor.” şeklinde konuştu.
Başarıyı yakalamak için takım çalışmasının çok önemli olduğuna da değinen Güzel, “Özellikle ilaç geliştirme ve keşif süreçlerinde kimya mühendisliği, psikoloji, biyoloji gibi farklı alanlardan bilim insanlarının bir arada çalışması çok önemli. Akademisyenlerimizin yapmış olduğu çalışma ve projeleri firmalara entegre etmesi, yani çalışmasını bitirip köşesine çekilmemesi gerekiyor. Bilim insanı açığımız var. Diplomalı mühendislerimiz var ancak yetkin ve kaliteli mühendislere ihtiyacımız var. Burada da uygulamalı eğitim eksikliğimiz ortaya çıkıyor. Doktorlarımız araştırma yapmaktan ziyade daha kolay para kazanabilecekleri alanlara yöneliyor. Düşünen, araştırmacı ruha sahip, ülkesini seven idealist bilim insanlarına ihtiyacımız var. En önemlisi de işini benimseyip en iyi şekilde yapmaya çalışan insanların çoğalması lazım. İnovasyon kolay bir süreç değil, her türlü zorluğu göze alarak çalışmaya cesaret edebilirseniz imkânsızı mümkün kılarsınız” diye konuştu.
21’inci yüzyılın en çok ölüm getiren hastalıkları arasında diyabet, kanser, kardiyovasküler bozukluklar, beyin disfonksiyonları ve metobolik hastalıkları sayan Güzel, “Buradaki herkesin %50’si diyabet tehlikesi ile karşı karşıya. Paket gıdalar ve şekerin hayatımıza girişi bu durumu kaçınılmaz kılmakta. Avrupa’nın diyabet oranı en yüksek ülkesiyiz. Diyabetli yetişkin sayımız 9 milyonu aştı. Diyabete bağlı sağlık harcamalarımız da bununla doğru orantılı olarak artmakta. Diyabet neden öldürür çünkü kalp krizini tetikler. Sentetik insülin kalp krizi riskini %75 artırıyor. Doğal bileşenlerden insülin üretimi bu aşamada önem kazanıyor” dedi.
Pandemi sürecinin bioteknolojik ilaçların önemini bir kez daha ortaya koyduğunu da dile getiren Güzel, oluşabilecek salgın ve bulaşıcı hastalıkların erken teşhis ve tedavisinde biyoteknoloji çok önemli bir alan. Türkiye’de biyoteknolojik ilaçların tamamına yakını ithal ediliyor. Bu ilaçların geliştirilmesi ve üretilmesi ülke ekonomisi ve hastaların ilaca erişi açısından çok önemli” ifadelerinde bulundu.
Yoğun programından vakit ayırarak üniversiteye gelen Prof. Dr. Mustafa Güzel’e şükranlarını ileten Rektör Prof. Dr. Arif Karademir de öğrencilere hitaben, “Gençlerimiz maalesef imkânlar biraz zorlaşınca hemen yurt dışına gitme planları kuruyor. Oysa ülkemizin sizlere ihtiyacı var. Yabancı ülkelerde gidip gönüllü köle olmak yerine ülkenizde kalıp çok çalışarak kendi işinizin en iyisi olun. Sosyal medyadan etkilenerek umutsuzluğa düşmeyin. Mustafa hocamızın hayatı sizin için çok güzel bir örnek teşkil etmekte” ifadelerini kullandı.