- BTÜ'den HABERLER
- 23 Kasım 2024 , Cumartesi
Alper KESKİN
Alper KESKİN
BTÜ Kimya Mühendisliğinde Geliştirilen İki Ayrı Öğrenci Projesine TÜBİTAK Desteği
Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ) Kimya Mühendisliği Bölümü dördüncü sınıf öğrencilerinin hazırladığı iki ayrı proje TÜBİTAK’tan ‘2209-A’ desteği almaya hak kazandı.Mürit Akal ve Muhammed Emre Demirdere; “Kanser İlacı 5-Fluorourasil'in Bentonit ve Grafen Oksit Katkılı Biyonanokompozit Filmlerden Kontrollü Salımı”, Muhammed Yusuf Öztaş ve Ahmet Karadağ ise “Yakıt Biyokatkı Maddesi Bütil Levulinatın Sentezinde Yenilikçi Proses: Pervaporasyon Katalitik Membran Reaktör” başlıklı projeleri ile TÜBİTAK desteği aldılar. Her iki projenin danışmanlığını da Kimya Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Derya Ünlü yürütüyor.
Genç bilim insanı adaylarını desteklemeyi amaçlayan, TÜBİTAK Bilim İnsanı Destek Programları Başkanlığı, lisans öğrencilerinin hazırladıkları araştırma projelerine, makine ve teçhizat başta olmak üzere sarf malzemesi, seyahat, hizmet alımı giderleri için “2209-A Üniversite Öğrencileri Araştırma Projeleri Destekleme Programı” kapsamında hibe desteği sağlıyor. Bursa Teknik Üniversitesi olarak uygulama ağırlıklı verdikleri eğitimin karşılığını öğrenci başarıları ile aldıklarını belirten Kimya Mühendisliği Bölüm Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Derya Ünlü; “Öğrencilerimiz, biri ilaç diğer enerji olmak üzere iki farklı alanda geliştirdikleri projelerle TÜBİTAK desteği almaya hak kazandılar. Bu, bir kimya mühendisinin ne kadar geniş bir yelpazede çalışabileceğini göstermesi açısından bölümümüzü tercih edecek öğrenciler için güzel bir örnek oluşturuyor. Aynı zamanda BTÜ öğrencilerinin sektörlerdeki sorunları takip ederek edindikleri mühendislik bilgileri ile yenilikçi çözüm önerileri geliştirebildiklerinin bir yansıması olarak da bizleri gururlandırıyor. Öğrencilerimizi başarılarından dolayı kutluyorum.” şeklinde konuştu.
Kanser İlacında Biyonanokompozit Filmlerden Kontrollü Salım
BTÜ Kimya Mühendisliği öğrencisi Mürit Akal geliştirdikleri “Kanser İlacı 5-Fluorourasil'in Bentonit ve Grafen Oksit Katkılı Biyonanokompozit Filmlerden Kontrollü Salımı” projesinin ortaya çıkışı ile ilgili şu bilgileri verdi:
“Dünya Sağlık Örgütü’nün 2014’te yayınladığı ‘Dünya Kanser Raporu’nda 2012 yılında dünyada 14 milyon kişiye kanser teşhisi konulduğu ve bu sayının 2035’te 24 milyona çıkacağı belirtiliyor. Anti-kanser ilaçlarının Ar-Ge çalışmaları tedavide önemli rol oynasa da bu araştırmaların uzun sürmesi, yüksek maliyetli olması ve her zaman istenilen sonuca ulaşılamaması nedeniyle araştırmacılar farklı arayışlara yönelmekteler. Çoğu kanser önleyici ilaçların doku ve hücreler üzerindeki yan etkileri nedeniyle geliştirilmeleri sınırlı kalıyor. Tümör hücrelerini hedeflemek ve ilaçları tümör ortamına salmak için etkili ilaç yüklemesine sahip bir ilaç salım sistemi geliştirmek çok önemli. Son yıllarda yapılan çalışmalar daha çok, tedavi sırasında hastanın yaşam kalitesini artırmaya yönelik. İlaç dozunu azaltırken verilen ilacın doz aralığını arttırmak, hasta üzerindeki yan etkileri ortadan kaldırmak ve ilacı hedef bölgeye gönderme amaçlı çalışmalar yürütülüyor. Biz de bu beklentilere en iyi yanıtı kontrollü salım sistemlerinin verebileceği düşüncesiyle projemizi geliştirdik.”
Proje çalışmalarında 5-Fluorourasil’i model ilaç olarak seçtiklerini belirten Muhammed Emre Demirdere; “Bu ilacın uygulanmasında, tedavi etkisiyle beraber hastalarda ciddi sağlık sorunlarına sebep olacak yan etkileri de ortaya çıkmıştır. Tedavinin başarılı olabilmesi ve 5-Fluorourasil gibi antikanser ilaçlarının olası yan etkilerini azaltarak tedavi edici etkisini arttırmak için kontrollü ilaç salım sistemlerinin geliştirilmesi önem kazanmaktadır. Projemizde ilacın kontrollü salımı için biyolojik olarak parçalanabilen ve biyouyumlu özgün bir biyonanokompozit film geliştirmeyi hedefliyoruz. Bu çalışma ile elde edilecek sonuçlar ilaç salımı ile ilgilenen araştırmacılara da örnek bir çalışma değeri sağlayacak. Aynı zamanda ilaç Ar-GE merkezlerinin yenilikçi ürün çalışmalarında yer alan biyopolimer-nanokompozit araştırmaları için de uygulama potansiyeli olan ürünler geliştirilmiş olacak.” şeklinde konuştu.
Enerji Alanında Yenilikçi Proses
Kimya Mühendisliği Bölümü dördüncü sınıf öğrencisi Muhammed Yusuf Öztaş hazırladıkları “Yakıt Biyokatkı Maddesi Bütil Levulinatın Sentezinde Yenilikçi Proses: Pervaporasyon Katalitik Membran Reaktör” projesi ile enerji alanında alternatif ve çevreci bir yaklaşım sergilemeye çalıştıklarını belirtti. Öztaş, hızlı nüfus artışı ve sanayi üretiminin enerji ihtiyacını giderek arttırdığına dikkat çekerek; “Bu gelişmeler petrol rezervlerinin tükenmesi, küresel ısınma, çevre ve insan sağlığında sorunlara neden olurken, yenilenebilir enerji kaynaklarına ve alternatif yakıt katkı maddelerine olan ilgiyi de arttırmıştır. Örneğin dizel motorlarda son yaklaşımlar, zararlı emisyon salınımını azaltarak, insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri ortadan kaldırmak için yakıt katkı maddesi kullanımı ile emisyon seviyelerinin azaltılmasına yöneliktir. Araştırmalar, alternatif biyoyakıtların üretiminde benzin, dizel ve biyodizelin yakıt özelliklerini iyileştirmek ve performansı arttırmak için yakıt katkı maddelerinin sentezi üzerine yoğunlaşmaktadır. Projemizde ele aldığımız bütil levulinat da; biyokütle kaynaklı, dizel ve biyodizel yakıtlar ile karışabilen önemli biyokatkı maddelerinden biridir.” açıklamalarında bulundu.
Proje araştırmacılarından BTÜ Kimya Mühendisliği öğrencisi Ahmet Karadağ, biyokatkı maddelerinin biyokütle temelli olmasının yanı sıra sentezinde uygulanacak proseslerinde ekonomik ve çevre dostu olması gerektiğine dikkat çekti. Projelerinde biyokatkı maddesi bütil levulinat sentezi için ekonomik ve çevre dostu bir proses olan membran reaktör uygulaması kullanacaklarını belirten Karadağ; “Hedefimiz bütil levulinat üretimini membran reaktörde yüksek ürün ve ayırma verimi ile gerçekleştirmek. Membran reaktör uygulaması; reaksiyon ve ayırmanın tek bir adımda birleşmesi, hem ürün veriminin arttırılması, hem de hedeflenen ürünün saf olarak elde edilmesi açısından yenilikçi bir proses. Bu çalışma ile hem ekonomik hem de çevreye duyarlı bir proses geliştirilerek önemli bir biyokatkı maddesi üretilmiş olacak.” dedi.