- BTÜ'den HABERLER
- 23 Kasım 2024 , Cumartesi
Aynur KAYA
Biden Yönetimi ve ABD’nin İran Nükleer Anlaşmasında Yaşanan Gelişmeler
Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ) İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Engin Koç, Biden yönetimi ve İran nükleer anlaşması konularına ilişkin gelişmeleri değerlendirdi:
3 Kasım 2020 tarihinde yapılan ABD başkanlık seçim sonuçlarının hem ABD hem de ABD’nin aktif politika ve strateji yürüttüğü diğer ülkeler açısından önemli gelişmeleri ortaya çıkardığını aktaran Koç, seçimlerin 2009-2017 yılları arasında dönemin Başkanı Barack Obama’nın yardımcısı olan Joe Biden’ın aday olduğu Demokratlar tarafından kazanılmasının, ABD’nin Trump liderliğinde son dört yılda sürdürmüş olduğu uluslararası politikalarında keskin dönüşe neden olacağının birçok kişi ve kurum tarafından ön görüldüğünü belirtti.
Biden’ın Ortadoğu Bölge Politikasına Etkisi
Biden iktidara gelmeden önce yapmış olduğu konuşmalar ve verdiği mülakatlarda Suudi Arabistan’da yaşanan insan hakları ihlalleri ve BAE’nin silahlı örgütlere desteğine karşı pozisyonda olacağını belirtmişti. Bunun aynı zamanda Trump dönemi İran ve Tahran’ın Ortadoğu’da desteklediği silahlı gruplara yönelik “maksimum baskı” politikasından da bir geri adım olarak algılandığını belirten Koç, “Hiç şüphesiz ki, Biden’ın bu politikaları İran tarafından olumlu bir gelişme olarak karşılanırken Tahran’ın bölgesel rakiplerini de rahatsız etmiştir. Bunun en önemli nedeni ise, İran’ın P5+1 ülkeleri (BM Güvenlik Konseyi üye ülkeleri ve Almanya) ile 2015 yılında imzalamış olduğu Kapsamlı Ortak Eylem Planı Anlaşmasının (JCPOA- The Joint Comprehensive Plan of Action) Trump yönetimi tarafından Mayıs 2018’de “utanç verici” olarak nitelenmesi sonrası rafa kaldırılarak İran’a yönelik ambargoların artırılma kararının alınmasıdır. Bu süreç sonrası İran, ABD rehberliğinde Sudi Arabistan, BAE, Bahreyn ve İsrail tarafından ortak hasım olarak değerlendirilmiştir. Biden yönetiminin İran karşıtı cephe ile ilişkilerini gözden geçireceğini belirtmesi bölgede kartların yeniden karılıp dağıtılacağının işareti olmuştur. Bununla birlikte, birçok İranlının 2015 yılında imzalanan JCPOA’ya destek vermekle birlikte sürecin olumlu bir şekilde devam ettirilememesi mevcut İran reformist hükümetinin Trump döneminde imaj ve destek kaybına uğramasına neden olmuştur.” dedi.
ABD’nin Körfez Politikasında Değişim ve Devam Eden Nükleer Tartışmalar
Biden’ın ABD başkanı olmasıyla, Körfez İşbirliği Konseyi üye ülkeleri arasındaki ihtilafları çözmek adına Suudi Arabistan, BAE ve Bahreyn tarafından ortaya atılan “Katar Krizi”nin alelacele bir şekilde çözüldüğüne değinen Koç, “Bu krizde Katar’a destek olan Türkiye gibi ülkeler ile son dört yıldır yaşanan anlamsız ihtilafların giderileceğine dair iyi niyet göstergesi olan adımlar atılmıştır. Bununla birlikte, Körfez-İsrail ilişkileri İran karşıtlığı üzerinden devam etmeye devam etmektedir. Şubat 2021’in ilk haftası itibari ile İran ve ABD arasında Nükleer müzakerelere yeniden başlama ve JCPOA’yı revize ederek geri dönme durumu ABD’nin Basra Körfezindeki en öncelikli politikalarından birisi olacağı anlaşılmıştır. ABD’nin nükleer anlaşma konusunda İran ile anlaşacağı sinyalini vermesi Suudi Arabistan ve İsrail başta olmak üzere bölge ülkeleri tarafından hoş karşılanmamaktadır. Nükleer anlaşmaya geri dönülmesi gerek ABD gerekse de İran için arzulanan bir süreç olmakla birlikte ilk adımı atma ve sorumluluğu alma konusunda her iki tarafta çekimser kalmaya devam etmektedir. Bu anlamda, Başkan Biden’ın İran destekli Yemenli silahlı gruplardan Husiler’i terörü destekleyen ülkeler listesinden çıkarması önemli bir jest olmuştur. İran tarafının mevcut adımlardan memnuniyetini ifade etmekle birlikte anlaşmaya dönülmesi için öncelikle İran’a karşı uygulanan yaptırımların son bulması talebini tekrar etmiştir. Bununla birlikte, Haziran 2021’de gerçekleşecek olan İran Cumhurbaşkanlığı seçimleri bağlamında ABD ile yapılacak makul bir anlaşma ve pazarlığın Reformistleri tekrar güçlendireceği düşünülmektedir.
Nükleer Anlaşmada Yaşanan Son Gelişmeler
İran yönetiminin mecliste aldığı karar neticesinde ABD yönetiminin İran’a uyguladığı yaptırımları kaldırmadığı takdirde 2015 yılında imzalanan taahhütlerini yerine getirmeyerek BM merkezli İran nükleer araştırma merkezlerinde yapılan teftişlere sınırlama getireceğini duyurduğunu aktaran Koç, “22 Şubat Pazar günü Uluslararası Atom Enerji Ajansı (UAEA) Direktörü Rafael Grossi’nin girişimleri sonucu UAEA İran’daki çalışmalarına üç ay daha rahat şekilde devam edebileceğine yönelik geçici bir anlaşmaya varıldı. İran ve UAEA arasında yaşanan son gelişmeler aslında İran’ın NPT ve diğer nükleer taahhüt anlaşmalarında kalmaya devam edeceğine yönelik bir teyit olarak algılanmalıdır. Biden yönetiminin İran’a karşı olumlu adımlar atacağı izlenimi vermesi ve İran yönetiminin ABD ve JCPOA’ya karmaşık duygular ile yaklaşması göstermektedir ki; 2015 yılında İran–ABD ilişkilerinde yaşanan olumlu gelişmeleri kısa zamanda beklemek oldukça zor olacaktır. Bununla birlikte, her iki tarafta müzakereleri uzatıp, karşı taraftan tavizler koparmaya çalışarak iç siyasetteki dengeleri de hesaba kattığını söyleyebiliriz.” ifadelerinde bulundu.