- BTÜ'den HABERLER
- 23 Kasım 2024 , Cumartesi
Nursi ER
Dr. Mevlüt Akçapa: Rusya Çözüm Masasında Türkiye'yi Görmek İstemiyor
Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ) İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Mevlüt Akçapa, Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki çatışmaları ve Türkiye’nin Azerbaycan’a desteğini değerlendirdi:
Azerbaycan ve Ermenistan arasında Temmuz ayında Tovuz bölgesinde başlayan çatışmalar, Eylül ayının sonlarına doğru Dağlık Karabağ bölgesine sıçramış durumda. Esasında iki ülke/millet arasındaki çatışmaların başlangıcı, 1917’de gerçekleşen Ekim Devrimine kadar geri götürülebilir. Sovyetlerin bölgedeki mutlak hâkimiyeti yıllarında sorunların dondurucuya kaldırıldığını söylemek mümkün. Sovyetler Birliği’nin dağılması ise tüm bölgede olduğu gibi Ermenistan ve Azerbaycan arasındaki sorunların gün yüzüne çıkmasına sebep oldu. Dağlık Karabağ bölgesini işgali ve işgal sırasında Ermenistan güçlerinin gerçekleştirdiği ‘Hocalı Katliamı’ gibi Ermenistan’ın saldırgan tutumu bölgede yıllarca sürecek bir çatışmayı da beraberinde getirdi. 1990’lı yılların başından bugüne dönem dönem iki ülke arasında çatışmalar cephe hattında devam etmekteydi.
Son günlerde yükselen tansiyonda ise Azerbaycan ordusu bölgede üstünlük kurmuş durumda. Uzun yıllardır Ermenistan işgali altında olan bazı yerleşim yerleri de bu süreçte işgalden kurtarıldı. Bu noktada uluslararası toplumun çağrılarıyla iki ülke arasında bir ateşkes kararı alındı. Diğer taraftan Ermenistan’ın sivil yerleşim yerlerine saldırılarda bulunarak ateşkesi ihlal ettiği gözlemleniyor. Çatışmaların başlangıcından itibaren Türkiye, tarihsel süreçte olduğu gibi Azerbaycan’a desteğini güçlü bir şekilde deklare etti. Türkiye’de üretilen İHA ve SİHA’ların bu çatışma sürecinde Azerbaycan lehine çatışmanın seyrini belirleyici unsurlar olduğu da göz ardı edilemez. Ancak bölgede Türkiye’nin nüfuz alanının genişlemesi endişesiyle, Rusya’nın çözüm masasında Türkiye’yi görmek istemediği anlaşılıyor. Ermenistan ve Azerbaycan arasındaki meselelerin tarihsel derinliği, küresel/bölgesel güçlerin bölgedeki çıkar algılamaları göz önüne alındığında; bu problemin çözümsüz bir denklem olduğu ifade edilebilir.