- BTÜ'den HABERLER
- 21 Kasım 2024 , Perşembe
Ebru AKSOY
Sayın Bakanım,
Sayın Valim,
Sayın Milletvekillerim,
(Sayın Tugay Komutanım)
Sayın Büyükşehir Belediye Başkanım,
Sayın cumhuriyet başsavcılarımız ve Adli Erkan Üniversitelerimizin Değerli Rektörleri
Saygıdeğer Veliler, Misafirler
Değerli öğrenciler
Basınımızın değerli mensupları
Bugün 5 Ekim 2011. Tarihi bir güne şahitlik ediyoruz; Bursa Teknik Üniversitemizin ilk eğitim-öğretim yılını beraberce açıyoruz. Bu ilki bizlerle paylaşma nezaketini gösterdiğiniz için sizlere müteşekkiriz. Hepiniz hoş geldiniz, sefalar getirdiniz.
Uzun emeklerden sonra doğan bebeklerin ne kadar değerli olduğunu bilirsiniz. Böyle bir bebeğin sevgisi çok olur ama anneliğini de dadılığını da yapmak çok zordur.…Üzerine titremeniz gerekir. Hiç hata yapmaya da gelmez. Şimdi bizim de öyle bir bebeğimiz var. Pek değerli… İstikbalinin çok parlak olmasını beklediğimiz… ve kendisinden çok şeyler beklediğimiz. Ama bu beklentilere sahip olmak için onu çok iyi yetiştirmekle mükellef olduğumuzu da biliyoruz. Dolayısıyla çok zor bir görev üstlendiğimizin farkındayız. Bu görevi hakkıyla yapabilmek en büyük temennimizdir, duamızdır.
Değerli misafirler,
Bursa birçok doğal değerle nimetlendirilmiş ve birçok yapay değerle taçlandırılmış bir kentimizdir. Bir üniversite kurarken nasıl bir üniversite olsun, hangi fakülteler öncelikli olsun sorusu için, Bursa’da kolay kolay ikinci üçüncü planda zikredilebilecek bir konu veya bir alan yok gibidir. Ama nedense “Nasıl bir üniversite?” diye sorulduğunda bir teknik üniversitenin çok yakışacağı şeklinde çok yaygın bir algılama olduğunu gördük. Doğrusu çok da yanlış bir algılama değildi. Nüfus ve GSMH’ya katkı olarak Türkiye’nin dördüncü büyük kenti olan ancak,
bir kentte böyle bir algılamanın çok da yanlış olduğunu söylemek mümkün değil. İşte bundan hareket ederek yıllar boyu birçok siyasetçi, akademisyen ve diğer kesimlerden insanlarımız Bursa’da bir ikinci üniversite ama özellikle bir teknik üniversite için yıllar süren çabalar sarf ettiler. İşte bu çabaların bir zaman diliminde Ankara kulislerinde “Türkiye’de yedi büyük ilde, çok uzak olmayan bir zaman diliminde Avrupa’da ve dünyada söz sahibi olmaya aday yedi üniversite kurulacağı ve bunlardan birinin de Bursa’da kurulmasının planlandığı” bilgisine ulaştık. Bu üniversitelerin “AR-GE yapmakta, teknoloji ve proje üretmekte, yenilikçilikte dünyadaki hızlı gelişimin gerisinde kalmayan üniversiteler olması” arzu ediliyordu. Büyük ölçüde lisansüstü eğitim yaptıracak ve diğer üniversiteler için de hoca yetiştireceklerdi. Bu, o günlerde bir teknik üniversite projesi peşinde koşan bir grup idealist arkadaşımızın üniversite kurma gerekçeleri ile birebir örtüşen bir beklenti idi. Biz de o gerekçelerimizde aynen bu noktaları vurguluyor, Bursa’nın bu beklentileri karşılamak için ülkemizin en ideal kentlerinden biri olduğunu savunuyorduk. Görünen o idi ki aşık maşukuna kavuşmuştu. Yani böyle bir üniversiteyi hasretle bekleyen kent ve kentlilerle buna karar verecek irade aynı noktada buluşmuşlardı. İşte Bursa Teknik Üniversitesi çok kısaca özetlediğim böyle bir serüvenin ürünü idi. Her ne kadar da Üniversitemiz tamamen teknik fakültelerden oluşan bir üniversite değilse de, Bursa’nın teknik ağırlıklı çalışma ortamına cevap verecek bir tarzda yapılandırılması şüphesiz hakkını vermemiz gereken bir gerçektir.
Gerçekten de henüz çok genç bir üniversite olmamıza rağmen, göreve geldiğimiz günden beri attığımız her adımda üniversitemizi yukarıda tarif ettiğimiz profile uygun tarzda yapılandırmak için, akademik ve idari personelimizin seçiminden AR-GE altyapımızı oluşturacak fiziki mekanlar ve araştırma altyapısına kadar fevkalade titiz davranmaktayız. Daha şimdiden Bursa ve ülke sanayisinin test, analiz, AR-GE ve istedikleri profilde eleman taleplerine cevap verebilmek için yapılanmamızı onların değerlendirme ve tavsiyeleri doğrultusunda oluşturma hamlelerimize başlamış bulunuyoruz.
İnanıyoruz ki yakın yıllarda Bursa’mız ve Türkiye, yüzümüzü ağartacak uluslar arası başarılara imza atmış bir Üniversiteye sahip olmanın gururunu yaşayacaktır.
Sayın Bakanım, değerli misafirler,
Ne yazık ki sadece bilim, teknolojideki gelişme, inovasyon ve AR-GE insanlığın huzuru ve mutluluğu için yeterli olmamaktadır. Eğer öyle olsa idi bunu başarabilmiş birçok ülke bugün devasa sosyal problemlerle, gençlik problemleri ile ve geleceklerine dair endişelerle yaşamazlardı. Mutluluk ve huzur için insan ruhunu olgunlaştıran, yaradılıştan var olan iyi hasletleri ön plana çıkaran ve düşünce ufkunu derinleştiren edebiyat, sanat, felsefe ve diğer toplum bilimlerinde çok ciddi faaliyetler göstermek gerekmektedir. Ne yazık ki bu alanlardaki çalışmaların nispeten bir fantezi olarak görülmeye başlaması ile toplumların kendi değer yargıları ve insanlığın evrensel değerlerindeki erozyonun başlaması arasında ciddi bir paralellik vardır.
İşte onun içindir ki çağdaşlığı insanlığın üstün değerleri, evrensel değerleri ve toplumumuzun öz değerleri ile teçhiz edilmiş bir gelişme olarak algılayan üniversite yönetimimiz, sadece ve sadece teknik branşlarda değil diğer alanlarda da güçlü bir eğitim ve toplumsal hizmet vermeyi önemsemekte ve üniversitemizin akademik ve fiziki alt yapısını tasarlarken bu gerçeği de göz önünde bulundurmaktadır.
Bursa Teknik Üniversitesi’nin değerli öğrencileri,
Üniversitemizi üstün bir başarı seviyesinde seçmiş olmanız bizim için büyük bir onurdur. Ancak bizim geçmişe dair bir referansımız olmadığına göre bu onur büyük ölçüde kentimize Bursa’mıza aittir. Yani Bursa’dan ve Bursa’nın geleceğinden çok şey beklediğinizi göstermektedir. Çok doğru bir seçim yapmışsınız, çok da haklısınız… Bu beklentilerinizin karşılanması için hummalı bir çalışma içerisinde olduğumuzu anlatmaya çalıştım. Ama takdir edilir ki bu hedeflere ulaşmanın en büyük paydaşlarından biri de sizlersiniz. Bir dünya üniversitesi ve bir dünya insanı olmanın çağdaş ölçütleri nedir diye baktığımızda, boyutları yerel ölçekleri hatta ülke ölçeklerini aşan hedefler, çalışmalar ve ilişkiler olduğunu görüyoruz. Onun için artık “dersimi geçsem, sınıfımı geçsem, diplomamı alsam… şöyle getirisi fena da olmayan bir iş, geçimimize katkısı olacak bir eş… Allah bereket versin!” Hayır! Bu dönem bitti. Artık iyi bir mezunun “istihdam edilmeyi düşünen” değil “istihdam yaratmayı düşünecek kadar cesur ve geniş ufuklu” olarak tanımlandığı günlere geldik. “Gözü dışarıda olmak” çapkınlık anlamında kullanılan olumsuz bir deyim idi… Ama ben size “basit ve yerel düşünmeyen, dünyaya açılmayı hedefleyen, dünya ölçeğinde işler peşinde koşan” insanlar olma anlamında “gözünüz dışarıda olsun” diyorum. Esasen siz bu kültüre bu anlayışa yabancı değildiniz. Siz ki “ilim Çin’de de olsa onu gidip bulunuz” diyen bir felsefenin, İstanbul’un fethinde bulunmak için çölleri aşan bir azmin, gönülleri fethetmek için Orta Asya’dan Anadolu’ya gelen bir inancın mirası üzerinde oturmaktasınız. Bulunduğunuz yere çakılıp kalmak sizin neyinize? Bugün Bursa’yı gezeceksiniz. Basit bir merakı yansıtan gözlerle değil, hangi devirlerde, hangi imkanlarla, hangi vasıtalarla hangi diyarlara hükmetmeye çalıştıklarını anlamaya çalışan bir nazarla bakın Yıldırım’a, Emir Sultan’a, Tophane’ye, Pınarbaşı’na, Muradiye’ye, Murat Hüdavendigar’a… Ve siz onlara kıyasla nelere sahip değilsiniz ki neleri başaramayasınız…
İşte onun için yarından tezi yok; basit bir mezuniyet mutluluğunun değil bir dünya insanı olmanın hesaplarını yapmaya başlayın. Biz bu yolda üzerimize düşeni vermeye hazırız, sizde almaya hazır olun.
Burada ileride bizim öğrencimiz olmaya aday birçok liseli gencimizin olduğunu biliyorum. Değerli Gençler.
Bugün bizim öğrencimiz olmuş gençler için söylediklerim sizin için de doğrudur. Geleceğe dair planlarınızı bugünden yapmaya başlayın. Teknolojinin oyuncakları ile süslenmiş hayatımızın cazibesi içerisinde kendi cevherinizi ve öz değerlerimizi heba etmeyin. Bizim sizler için de yapacak bir şeyler olduğunu düşünüyorum. Ama en basitinden bir yandan derslerinizin hakkını verirken diğer yandan zaman zaman üniversitemizde biz hocaları, ağabeyiniz ve ablanız olan öğrencilerimizi ziyaret edip, onların bir çayını içip, üniversitenin ne olduğunu anlamaya çalışabilirsiniz, motive olursunuz, çalışma azminizi artırırsınız ve lise eğitimi ile üniversite eğitimi arasındaki yokuşun eğimini azaltırsınız. Onun haricinde bazı projeleriniz gibi bizim yardımcı olabileceğimiz diğer konularda da kapımız açıktır. Yeter ki bulunduğunuz noktadan daha ileriye bakın.
Bugün bizleri onurlandıran değerli veliler;
Böyle başarılı gençler yetiştirdiğiniz için sizleri kutluyorum. Büyük emeklerinizin ve fedakarlıklarınızın meyvelerini almaya çok yakınsınız. Allah emeklerinizi zayi etmesin. Emin olmanızı isterim ki çocuklarınızı güvenli ellere teslim ediyorsunuz. Ama bu sizin görev ve sorumluluğunuzun bittiği anlamına gelmez. İnsanlığı huzur ve mutluluğa götürmek için çalışanlar olduğu gibi, onları yanlış yollara sevk etmek isteyen, zehirlemek isteyen bedbahtlar da her zaman olmuştur. Onun için çocuklarınızın geleceğine yönelik olarak bizimle işbirliği yapmaya ve onların her türlü sorunları ile yakından ilgili olmaya devam edin. Unutmayın ki çocuklarınız hala birçok toplumsal enfeksiyona hassas bir yaştadırlar.
Konuşmamı bitirirken,
Öncelikle daha önce yapılmış olan programını bizim törenimiz için değiştirerek bizleri onurlandıran Orman ve Su İşleri Bakanımız Sayın Prof. Dr. Veysel Eroğlu’na şükranlarımızı arz ediyorum.
Ve geriye dönük olarak…
Bursa Teknik Üniversitesinin kurulması için farklı zamanlarda kanun teklifleri veren değişik partilerden Milletvekillerimize,
Kurulmasını sağlayan yasama ve yürütme organları mensuplarına,
Kuruluşumuzdan bu güne kadar değişik konularda büyük katkılar koyan önceki dönem ve bu dönem milletvekillerimize, Sayın Valimiz Şahabettin Harput’a, Sayın Büyükşehir Belediye Başkanımız Recep Altepe’ye, başta Özgen Keskin ve Mustafa Dündar Beyler olmak üzere İlçe Belediye Başkanlarımıza şükranlarımı arz ediyorum.
En acemi ve çaresiz günlerimizde büyük bir jestle personelini üniversitemiz emrine veren Uludağ Üniversitemizin eski rektörü Prof. Dr. Mete Cengiz’i de bu vesile ile bir kez daha rahmetle anıyorum. Onun yardımseverliğini aynı çizgide devam ettiren Rektörümüz Prof. Dr. Kamil Dilek ve büyük bir özveri ile zor günlerimizi atlatmamızı sağlayan idari personeline teşekkürlerimi arz etmeyi bir borç bilirim.
Bursa Teknik Üniversitemizin Bursa’mız, ülkemiz ve insanlık için üstün hizmetler vermesi dilek ve temennisi ile sevgi ve saygılarımı sunuyorum.